
Ziyanı yok ki, artmıyor Ne balığa tuz yetiyor, ne yaraya Ne bana sus yetiyor, ne kelimelere Mavi yok Babamın saati kolumda, annemin elleri Yeni...

Arsızlıkla yaşayıp uğursuzca yazmışım. hayatla inatlaşıp umut demişim hayaller kurmuşum. şarabın tadını öğrenip kokunun gizemini keşfetmişim. gözlerini bilip inandım demişim. bakışların kaypaklığına değil de inancın değişkenliğinden dem vurmuşum. kahretmişim korkuya,...

Şimdi beklemek farz buralarda Al şu yanındaki zamanlarımı Atmaya kıyamadığım virgüllerinle birlikte Çoğumsanamayacak kadar esrarlı bakışlarındaki Gölgeye vurulmuştum Azla yetinmek için çoğu görmeme gerek yoktu Beceriksiz,...

Kalabalık Şiir yazmayı özletiyor bu şehir Sahtekârlık, güvence makbuzuyla birlikte Sırf adı olsun diye konulmuş kanunlar Yalan gişeleri sabahtan akşama kadar açık Mal varlığı...

Şimdi kendi felaketimizden kaçmak için, daha başka felaketleri görüp, onlar için bir şey yapmak istiyorum. Çıkıp sokaklara bağırmak, büyük...

Yaşamanın provası yapılıyor da yaşanmıyor Yarım bırakılmış bir puro Peçeteye sarılmış gözyaşları Yanaklar belki de biraz bunun için yaratılmış Ve çokça hüzün yaşatılmış Başka...

Şeytantırnaklarıma da oje sürüyordum Hüznü ilk annem yakıştırdı bana En çok babam En çok cesareti dilendim içimden Bu sessizliğim diğer sessizliklere benzemiyordu Rakıyla sabahladığım...

İçimin parkı yıkıldı Çocuklar sustu Manzara karmakarıştı, kafam gibi Bahçede terkedilmiş sandalyelere masal anlatıyordum Kimsesizliğin burukluğunu yaşıyorlardı yazlık masalar Kahvaltılar hem hünerli hem hüzünlüydü Bazı...

Sorgu meleklerinin yazıcısı Beynim uzun uzadıya yorgun cümlelerle dolu Kimsesizliğimden dem durmaya başladığımda Sabah oluyor Yine de başka dillerde hayal kurup Kendi dilimde delirmek...