Browsing Category

yeni şiir

blog dergi edebiyat Genel kâbus nevin akbulut psikoloji Şiirler yeni şiir

Mavi Yok

Ziyanı yok ki, artmıyor
Ne balığa tuz yetiyor, ne yaraya
Ne bana sus yetiyor, ne kelimelere
Mavi yok
Babamın saati kolumda, annemin elleri
Yeni bir zaman yok
Her şey kullanılmış çokça
İzlediğim her şey önceden görülmüş
Bulamadığım her bilmece eskiden bilinmiş
Okuduğum her kitap bir yerlerde yaşanmış
Sevdiğim her şey bana uzakmış
Fakat sormam lazım;
Bir yerlerde yaşanacak bir şey kalmadıysa hâlâ
Neden buradayım?

Bitecekse bu şiirler bir yerde
Susacaksa kelimeler hiç sormadan
Bir zaman sonra yanacaksa yaşanan her an
Yanlışın içindeyse bunca sevmek
Nefret etmeyi de kalbin yemiyorsa
Ama yine de her canlı en az bir canlıyı yemek zorundaysa
Evcilik oynamaktan öteye geçmiyorsa evlilik
Bu bağlılık fazla değil mi?

Susmuyor siren sesleri
Kâbuslardan ve onlardan artan zamanda
Ne yaşadıysak haksız şekilde
Bölüşmenin manası var mıydı bu yoksunlukta?
İki şey susturabilirdi bizi
Düzensiz ama kafiyeli
Kısa cümle ama uzun uzadıya kelimeler
Sorsalar kısa kesiyorum derdim
Bitiremediğim her şeyi
Biriktirmeye meyilliyim.

Önemsiz ama kararsız betimlemeler
Hesapsızca uçup, giden, üzüp, giden, hep ama hep giden imgeler
Pervasızca sorulmaya çalışılan hesaplar
Kalbimin almadığını, beynimin de sınır dışı etmesi
Zehrin suya sustuğu
Bunca kusmalar, susmaktan çok
Bitmeyen anlatmalarla laf kalabalığı yapmışım
Uzayı biraz da ben doldurmuşum, nefessiz kaldığım anlarda
Ama en güzel anları onunla birleştirebilince
Kendime de yakıştırabilirim zannettim.

Her sokak başında başka bir yerinden kırıldı anlar
Ortalık yerde susmalar, bizi hep didikleyen ayrılıklar
Özensiz ama kenarda kalmanın ihtiyacı ile
Susuyorum koltuk deseni gibi
Madem her şey bu kadar normaldi
Zamanın o ulaşılmaz yerinden kopup
Niye vurdum tereddütsüzce sahile
Susuzluğun dindiremediği, kusurlu bir adanmışlıkla…

 

Otuz Bir Ekim İki Bin Yirmi İki 14:00
Nevin Akbulut

Şiiri hikâyesi: Çok güzel bir tek edilmiş buldum, çöplük kenarında.

blog dergi edebiyat Genel nevin akbulut psikoloji Şiirler yeni şiir

Oyuntu

Arsızlıkla yaşayıp
uğursuzca yazmışım.
hayatla inatlaşıp
umut demişim
hayaller kurmuşum.
şarabın tadını öğrenip
kokunun gizemini keşfetmişim.
gözlerini bilip
inandım demişim.
bakışların kaypaklığına değil de
inancın değişkenliğinden dem vurmuşum.
kahretmişim korkuya, cezaya, haksızlığa.
demlenmiş, rutubetlenmişim
şarkılara ağlamış
aldanmalarıma gülmüşüm
şiirlere bağlanmış
kelimeleri mabut bilmişim.

onca derinken hâlâ arayışım
gizemli bir çukur
yorulmuşum, uykularıma kadar üveyken
dünyamı altüst edip,
beceriksizliğimi, esrikliğimi
bulamamışım
benliğimi saracak bir oyuntu.

15 Haziran 2022 17:00
Nevin Akbulut

Hikâyesi: Ruhumdaki kimlik

blog dergi edebiyat Genel nevin akbulut nevinakbulut psikoloji Şiirler yeni şiir

Safi

Şimdi beklemek farz buralarda
Al şu yanındaki zamanlarımı
Atmaya kıyamadığım virgüllerinle birlikte

Çoğumsanamayacak kadar esrarlı bakışlarındaki
Gölgeye vurulmuştum
Azla yetinmek için çoğu görmeme gerek yoktu
Beceriksiz, acemi ve mutsuzdum
Kıvılcımlarını biriktirip
Kendime kocaman yangınlar yaptım
Cehenneminde daha iyi tutuşabilmek için

Lanetli hikâyeme
Bir sessizlik de sen bahşetmiştin
Daha ne isterdim
Yeni doğan her şeyin masumiyetiyle
Bizzat ellerinle kirleteceğin
Bir zaman ayırmıştım sana
Hayatımın ortasında bölük pörçük
Vicdansızlığının dibindeki o onmaz parıltıya çarpılmıştım
Ruhumdaki fazlalığa iyi geliyordu
Yarım sevmelerin

Hem yaşayıp, hem de farkında olma yeteneğimle birlikte
Hayatının alt sokaklarında gezinen ayaklarıma
Çaresizliği ezberletememiştim
Sisifos gibi her seferinde
Yorgunluğumu umutla harmanladım
Beynimin uyuşuk zamanlarından ilham alıp
Beklemeyi öğrettim geçen zamanda
Her defasında ödül gibi gelecekti gözlerin
Ama bakışındaki anlamlarda tereddütler okudum

Bir yanımı dünyanın öbür ucundaki bir masada unuttum
Noksanlığım sana iyi geliyordu
Kötü kokulu bir ruhun, garip pençesinde
Diğer yanımdaki ucum da yabancıydı
Uçurum ve sessiz
Issız ve çıplak
Sanki çok büyüktüm de parçalarımı dağıtıyordum
Böylece daha az olacaktım
Dünyanın senin yanındaki yerinden bahsediyorum
Bütün de olsam hangi boşluğu doldurabilirdim ki
Yüz birinci pencereydi bu beklediğim
Daha da pencere yoktu gidebileceğim
Zaman yoktu, ömür yoktu
Ummadığım anda gelen umduklarıma
Bir hatırlatmaydı inadım

Sevdiğim karakterlerin olduğu sayfalar döküldü
Yine de yandığını gördüm kitapların
Doğdum sanki ecelimi yalancı çıkarır gibi
Yaşadığımı anlamıyordu çünkü
Bunca dağılmışken zaten
Ecelime neyi kanıtlayabilirdim ki
Sükût en doğru kelime oldu lügatimde
Çok şey öğrenince muradıma ereceğim sanırdım
Bunun tesellisiyle uyuya kaldığım gecelerde
Kâbuslar üretti rüyalarım her gece fabrika gibi
Sürekli beni çalıştırdı
Oradan oraya koşturdu
Üstelik kâbuslarım da benden şikâyetçiydi

Safi bir bekleyiş bu
Senin o kargaşanın içine hiç yakışmayan.

Sekiz Mayıs İki Bin Yirmi 14:00
Nevin Akbulut