Şeytantırnaklarıma da oje sürüyordum
Hüznü ilk annem yakıştırdı bana
En çok babam
En çok cesareti dilendim içimden
Bu sessizliğim diğer sessizliklere benzemiyordu
Rakıyla sabahladığım geceler
Kaderi düşünürdüm
Silince tüm geçmişi
Kader diye bir şey kalmıyordu
Hatalarıma karşın
Beni saracak sımsıcak bir kol aradım
Saçlarım dağıldı
Kesmek istedim
Kırıldım, bir omuz aradım, ağlayacaktım
İnsan sevaplarıyla seviliyorsa
Günahlarıyla neden sevilmesindi
Kitaplara inandığım kadar
Kendine inandırabilseydin beni
Bir saniye olsun, göğsümden ayırmazdım başını
Kendi olmak istediğim yere seni koyardım
Ne çok sızlandım kendime
Bir tek kelime için
Kitaplar hem çocuğum
Hem de ben onların çocuğu
Birçok susmuşluğum, dinlemişliğim
Ama en çok da dinlenmişliğim
Canımı acıtan şeyleri haykırdığım cümlelerde
İmlâ hatası nerede
Belki tüm geceler biraz hatalı
Söyleyemediklerimden çok, söylediklerim içime dert
Gözlerimin doluluğunu onlara borçluyum
Sahiplenecek kimse yok kelimelerimi
İçimden başka
İçimin yerine bir şeyi koyabilsem
Kondurabilsem bir çift eli
El yabancı demek lügatımda
Kendi ellerim bile yabancı gibi bakıyor
Alıştım onların da yokluğuna
Bir kedi cesaretiyle ve sırasıyla unutuyorum her şeyi
Kendi kendime konuşmaktan
Ve herkesle susmaktan
İleriye gidemiyorum
Oysa geçmiş zamanda her şey farklıydı
Ama unutmuştum, silmiştim
Kader değildi artık geçmişin adı
On Üç Şubat İki Bin On Altı 10 40
Nevin Akbulut
No Comments